ABD İle UzayLILar an†la$mamI İmzaladI!

on Pazartesi, Mart 27, 2006

Burada bilgileri veren kaynaklara göre, tüm anlatilanlar ABD Hükümeti tarafindan "Çok Gizli" olarak tanimlaniyor. Ve yine ayni kaynaklara göre, ABD'de geçeni olan "Bilgi Özgürlügü Kanununun" kapsamina alinmadigi gibi, ABD Hükümeti asagida anlatilan olaylarin hiçbirisinin dogrulugunu kabul etmemekte. Fakat, anlatilanlarin tümünün gerçek oldugu iddia edilirken, sadece ABD'nin degil daha birçok hükümetin benzeri gerçekleri sakladiklarini ve daha da ötede bu konularda konusanlarin susturulduklari da belirtiliyor.

Anlatilanlar ve kimligi saklanan taniklarla yapilan görüsmeler büyük bir gizlilik içinde gerçeklestirilmis, ses ve video bantlarindan isimler özellikle sili-nirken, konusanlarin kimlikleri titizlikle saklanmis. Öyleyse, bu durumda anlatilanlarin dogrulugundan nasil emin olunabilir? Buna verilen cevap ise söyle; "Bu taniklar, Amerikan Hükü-meti'nin 'Çok Gizli' düzeyi ile olan iliskileri, verdikleri isimler ve kaynaklar bakimindan inanilir ve güvenilirdir. Taniklar, görev yaptiklari dönemin istihbarat sen/islerindeki personelin adlari-ni ve rütbelerin! dogru olarak biliyor ve anlatiyorlardi ve bunlar en ciddi düzeyde arastirilarak dogrulandi."

Gizemli bir grup
Birkaç yil öncesine dönelim, UFO A-rastirmacisi William Moore "Dünyadisi Canlilarin Biyolojik Varliklari" adli bir radyo programi yapiyordu, ikinci programin sonrasinda, bir telefon aldi. Arayan eski bir istihbarat görevlisiydi, 9 arkadasi adina konusurken, "Dünya-daki Yabanci Varliklarla ilgili dokümanlari Moore'a verebilecegini söylüyordu. Moore, ikna olarak konusmayi kabul etti ve konusmalara ve konus-macilara "Faicon" kod adi verildi. Bu arada Moore, Jamie Sanders adli bir TV yapimcisi ve yönetmeninden yardim isteyerek, görüsmelerin videoya kaydedilmesini planladi. Bu asamanin ardindan, Faicon kod adli ama gerçek adi "MJ 12" olan grupla çalismalara geçildi. Peki, "MJ 12" neydi? Bu özel grup, ABD içindeki UFO faaliyetlerini arastirirken, "Dünyadaki Yabanci Var-liklar"la da iliskileri yönlendirmekle görevliydi.
Yani resmen, insanlik ile "Dünyadaki Yabanci Varliklar' arasindaki politikayi belirliyorlardi. Çalismalar sürdürülü-yor, kararlar veriliyor, Baskan'in onayina sunuluyor ve politika uygulaniyordu. Yani ABD Baskani'nin "Dünyadaki Yabanci Varliklardan haberi vardi... Faicon'a göre, "MJ 12" 1950'lerde bizzat Baskan Truman'un emriyle kurul-mustu ve bu emrin belgesi de vardi. Faicon bu belgeyi gösteriyordu. Ek o" larak da, 1947'de, New Mexico Ros-vvell'e düsen UFO'nun ve içindeki dünyadisi canlilarin cesetleri hakkindan bilgi veren "MJ 12" dokümanlari bulunuyordu. Bu dokümanlarda dönemin Baskan'i Eisenhovver'in imzasi bulunuyordu. Asagidaki satirlar teyp kasetinden aynen alinan bir bölümdür.
Bu incil baska bir incil
Faicon'un sesi: "MJ 12, 1950'lerde, hükümetin içinden seçilen bir grup insanla olusturuldu. Görevleri, UFO'larla ilgili arastirmalar yaparak, elde edilen bilgileri derlemekti. En önemli amaçlari, UFO'tarla ilgili bilgileri, bilimsel olarak gelistirmek ve teknolojimize yardim saglayacak sekilde analiz etmekti. "MJ 12 'nin üyeleri arasinda, ABD Baskani, Baskan Yardimcisi, Merkezi ?stihbarat Örgütü "CIA" Baskani ve Ulusal Güvenlik Danismani da dahildiler. "MJ 12"nin yönetim merkezi ise. Washington DC'deki Deniz Kuvvetleri Gözlemevi'ydi ve ABD Deniz Kuvvetleri "MJ 12" politikalariyla ilgili faaliyetlerin tümünde öncelikli sorumluluga sahipti. Deniz Kuvvetleri personeli tarafindan derlenen tüm bilgiler, analiz edilmek üzere "Aquarius" kod adiyla komutanlik merkezine aktariliyordu."

Falcon devam ediyor; "MJ 12'nin kendi arasinda 'incil' adiyla taninan bir kitap veya basili bir dosya vardi. Bu kitapta, Truman döneminde, ABD'nin misafiri olan üç dünyadisi yabanci anlatiliyor ve tüm ayrintilar veriliyordu. Ayrica kitapta, dünyadisi canlilardan alinan teknolojik ve tibbi bilgiler, onlarin kendi gezegenlerindeki sosyal yasamlari, Roswell'de bulunan cesetlere yapilan otopsilerin sonuçlari ve evren ile ilgili bilgiler de yer aliyordu. Ama bu kadar degildi, devami da vardi, 1988 yilinda gelen ve yine ABD'nin konugu olan ve dev bir gizlilik perdesi altinda saklanan ikinci bir dünyadisi canli grup daha anlatiliyor."

"Dünyaya bugüne kadar üç ayri dünyadisi canli türü geldi.."
Faicon sürdürüyor; " Bir diger kitap daha var, adi "Yellow Book". Bu ise son olarak gelen iki dünyadisi canli tarafindan yazilmis. Kitapta, geldikleri gezegeni, Günes Sistemi'ni, diger günesleri, kültürlerini, kendi toplumlarini ve dünyada nasil yasamlarini sürdürdüklerini anlatiyorlar." Bu noktada Falcon'a önemli bir soru soruluyor, dünyadisi canlilarin kökenlerinin neresi oldugu soruluyor: Faicon açikliyor; " Zeta Reticuli takimyildizindan geliyorlar. Bu takimyildiz onlarin ilk evi degil." Bu noktada hemen akla gelen biri var, bir dönem hükümet adina çalisan hipnoz uzmani ve fizikçi Bob Lazar dünyadisi canlilar tarafindan kaçirildigini iddia eden ünlü Betty Hill'i hipnoz etmisti ve Hili 1961 yilinda yapilan bir seansta hipnoz altindayken Zeta Reticuli yildiz sistemini tipatip tarif etmisti. Ama dünyali astronomlar bu takimyildizi ancak 1969 yilinda ilk kez gözlemleyebildiler ve buldular. Öyleyse, arada kesin ama garip iliskiler vardi ama bu iliskilerin arasindaki bag açikça görülemiyordu.

Simdi Faicon grubundan bir baska kisiye geçelim, onun kod adi "Condor". Condor, ABD Hükümeti ile dünyadisi canlilar arasinda yapilan anlasmalardan söz ediyor; "ABD Hükümeti ile dünyadisi canlilar arasinda imzalanan anlasmaya göre, ABD Hükümeti dünyadisi canlilarin varligini açiklamamayi kabul ederken, onlar da insan toplumuna yani dünyaya karismamaya söz veriyorlar. Ayrica ABD, dünyadisi canlilara özel bir bölgede, çok gizli tutulmak kaydiyla bir üs de veriyor. Söz konusu yer Nevada'daki 51.Bölge ya da öteki adiyla "Dreamland / Rüya Ülkesi" olabilir." Simdi söz yine Fal-con'da; "Dünyadisi canlilar bu bölgede üslendiler yani Nevada'da. Benim bil-digime göre 1948 veya 1949'dan gü-nümüze kadar üç ayri dünyadisi canli türü dünyamizi ziyaret etti veya konakladi, dünyada ilk dünyadisi bir canli New Mexico Çölü'ndeki kazadan sonra ele geçirildi. Dünyadisi canlinin adi EBE'idi. Hükümet tarafindan üç yil konuk edildi ve bakildi. Ondan kültürleri, irki ve araçlari hakkinda çok sey ögrenildi. Diger bir dünyadisi canli ise, bir degisim programinin parçasi olarak, ABD Hükümeti'nin 1982 yilindan bu yana konugu oldu."

"400 yil yasiyorlar ve çok zekiler..."
Birçok görgü taniginin çizdikleri resimlerin yani sira, Falcon dünyadisi canlilari söyle tanimliyor; "Boylari yaklasik bir metre ile bir metre on santim arasinda degisiyor. Böcek gözüne benzer çok büyük gözleri var ayrica birer iç gözkapaklari bulunuyor. Yasadiklari gezegende, gündüzleri günes isigi bizimkinden iki veya üç kez daha fazla. Onlar da disi ve erkek olarak iki cinsiyetteler. Bizim burnumuzun oldugu yerde iki küçük delik var ve küçük bir agiza sahipler. Bildigimiz türde disten yok, dislerin yerinde çok sert kauçuk benzen bir alan bulunuyor, iç organlari çok basit, kalbin ve cigerlerin görevini tek bir organ yapiyor. Yine çok basit bir sindirim sistemleri ve büyük olasilikla gezegenlerindeki çok güçlü günes isisi nedeniyle sertlesmis ama son derece elastiki bir deriye sahipler. Beyinleri ise, bizimkinden çok daha karmasik ve çok daha fazla kivrim görülüyor.
Bizim görme sistemimiz beynimizin arka tarafindan yönetilirken, onlarinki beyinlerinin önündeki bir merkezden yönleniyor. Duyma yetileri bizlerden hatta köpeklerden bile çok ötede. Böbrek ve mesane sistemi de tek bir organ halinde, onlar da atiklari vücutlarindan atiyorlar ama kati atiklari siviya dönüstüren ve bilimcilerimizin bir türlü tam olarak çözümleyemedikleri ekstra bir organlari daha var. Ellerinde bas parmak yok, dört parmaklari bulunuyor, ayaklari küçük ve parmak aralari perdeli. Yasamlari ortalama olarak bizim zaman ölçümüze göre 350-400 yil arasinda. Aslinda genel olarak sürüngenlere benziyorlar. Bilindigi gibi dünyada bazi sürüngen türleri 500 yil yasayabiliyorlar. Bir timsahin 850 ya-sinda oldugu resmen açiklanmisti. Ve tabii çok zekiler, eger IQ ölçüsünü alacak olursak, IQ dereceleri 200'ü n üzerinde." Falcon dünya disi canlilarin sosyal yasamlari hakkinda da bilgi vererek konusmasina devam ediyor;


"Onlarin da bir dini var, evrensel bir dine sahipler. Evreni Tanri olarak kabul ediyorlar. Sevdikleri müzik türü eski Tibet müzigine çok benziyor. Genelde sebzeleri severek yiyorlar, dünyada en çok dondurmayi sevmisler, en çok da çilekli dondurmayi..." Simdi Faicon'u birakip, adim saklamayan birine geçiyoruz;

Çok gizli bir üs...
Robert veya Bob Lazar yukarda adi geçen Nevada'daki ünlü 51.Bölge'de bulunmustu. Aslinda bir fizik uzmani olan Lazar, ABD Hükümeti tarafindan resmen görevlendirilmisti. Lazar, hiç çekinmeden birkaç ayri UFO tipini tarif etti. Lazar, ayrica Las Vegas'in 15 mil kuzeyindeki Pagose Gölü yakininda gizli bir arastirma merkezi bulunuyordu. Burada U2, SR71, F-117A ve SR75 gibi çesitli uçaklar gelistirildi. Üste çok ciddi ve inanilmaz derecede bir gizlilik uygulaniyordu. Ölüm cezasi bile vardi. Pagose Dagi'nin içine 9 hangar insa edilmisti. Hangar kapilari öylesine dogaya uydurulmustu ki, birkaç yüz metre yakindan bile fark edilemiyordu. Lazar'a göre, bu hangarlarin içinde UFO benzeri uçan disklerin deneyleri yapiliyor ve uçus prensipleri deneniyordu. Lazar, disklerin uçabilmesi için adina "Yerçekimi Amplifikatörü" denen bir aygit gelis-tirilmisti. Aygitin planlari dünyadisi canlilar tarafindan hazirlanmisti. iki tür UFO vardi, birisi "Omicron" adi veri-ten bir gezegen veya bir yildiz çevresinde kisa yolculuklar yapabilen diskti. "Delta" adli diger tip ise, uzay-zaman alani içinde hareket edebilen, ve bu sekilde yildizlar ve galaksiler arasi yolculuk yapabilen olaganüstü bir araçti. Araçlarin üçüncü ve bir baska tipi ise, hem Omicron, hem de Delta konumuna geçebilen bir modeldi. Bu diskler veya araçlarla ilgili tüm bilgi vardi ve uygulaniyordu.

Lazar, üsten ayrildiktan sonraki yillarda çalismalarin bitirilmis olacagini ve dünyada 80'li yillardan sonra görülen UFO'larin hemen hemen tamaminin dünya yapisi olduklarini iddia ediyordu. Ve bu araçlar gizli tutuluyordular. Lazar, dünyadisi canlilarin sadece güney yarimküreden gözlemlenebilen Zeta Reticuli yildiz sisteminden geldiklerini vurgularken, Faicon grubunun söylediklerini onayliyor. Bu yildiz sistemi dünyaya 38 isik yili uzaklikta ve bir ve iki diye numaralandirilan ikili bir yildiz sisteminden olusuyor, dünyadisi canlilar Reticulum 4 planetinden, yani Zeta 2 Reticuli yildizinin dördüncü planetinden geliyorlar. Galaksimizi ve yildiz sistemlerim dogal olarak kendilerine göre isimlendirmisler. Örnegin bizim günesimize "Sol", dünyamiza ise. günesin üçüncü gezegeni oldugu için "Sol 3" diyorlar. Yasadiklari gezegende yani Reticulum 4'te bir gün, dünya zamaniyla 90 saat sürüyor. Lazar in dünyadisi canlilari tarifi, Falcon'dan çok farkli degil, hatta ayni gibi. Boylari bir birbuçuk metre arasinda, agirliklari 15 ile 30 kg arasinda, hemen hemen yeni yürümeye baslayan bir çocuk görünümündeler, baslari büyük, her yönü görebilen badem seklinde kocaman gözleri var ve genelde saçsizlar. Daha çok mavi gri renkte tek parça tayf benzeri bir giysi ite görülmüsler.

UFO'lar nasil çalisiyor (!)
Sonuç olarak gerek Faicon'un gerekse de Lazar'in anlattiklari gerçekten ilginç; Örnegin Lazar, disklerin reaktörlerinin benzinle çalistiklarini söylerken önce sasirtiyor ama sonra bu benzinin bizimkinden çok farkli oldugunu anliyorsunuz. Çok yüksek oktanli ve petrolden degil, atom sayisi 115 olan bir elementten üretiliyor. Bu element ise bizim elementler için kullandigimiz periyodik kartimizda bulunmuyor. Lazar Element 115'in dünyadaki elementler gibi tek yönlü degil, iki ayri amaçla kullanilabilen bir element oldugunu belirtiyor ve açikliyor; "Dünya biliminin henüz bilmedigi ve özelligini tanimla-yamadigi Yerçekimi Enerjisi'ni Element 115 sagliyor ki bunun adi A E-nerjisi, bu enerji Element 115'in çekirdeginden kaynaklaniyor ve yayiliyor, ikinci olarak da, Element 115 antimadde radyonunun kaynagi, bu da gereken hareket gücünü olusturuyor." Lazar'in bu sözcüklerinden su anlam çikiyor; Her disk, kendi içinde birer minik gezegen olarak kabul edilebilirler.
Lazar'in anlatimina göre, yukarda adi geçen Çekim veya Uçus Amplifikatörü'nün sistemi A enerjisini bir yere odaklayarak, uzay-zamanin bükülmesini sagliyor, uzay-zaman bükülümü ise, bir astrofizik deyimi, basit bir anlatimla isik hizindan çok daha fazla bir süratle zamanin ve üç boyutlu uzayin disinda mekan degisimi olarak düsünülebilir. Uzay-zaman bükülmesi yine bir astrofizik tanimiyla bir Kara Delik'in çekim alani kadar bir güç alanini .olusturuyor. Böylece elde edilen dev enerji, isik yili gibi çok büyük uzakliklarin asilmasin sagliyor. Lazar ekliyor;

"Bir uzay-zaman bükülümü içinde yolculuk yap ilirken, Element 115, Element 116 denen bir baska elemente dönüserek bir antimadde alanini da yaratiyor. Antimadde alaninda olusan zit alan ise, Elenet 116'nin sayesinde
% 100 enerjiye dönüsebiliyor. Reaksiyonun ISISI sonucunda, ortaya çikan elektriksel enerji yeterli oldugu gibi, bir tür termo elektrik jeneratörü olusturuyor. Sözünü ettigim A Enerjisi, böyle saglanirken, Delta durumuna geçildiginde A Enerjisi, uzay-zaman bükülümünü saglayinca bir tür Kara Delik ortaya çikinca, isikyillari asilabiliyor..."

Bütün bunlar saçmalik mi yoksa?..
Lazar'in anlattiklarini anlamak çok zor, sadece örneklemek istedik. Çok daha uzun anlatimlari var ama aslinda konu sadece bilim çevrelerini ilgilendiriyor.

Sorular ve kuskular sonsuz, tüm bu bilimsel ama amatörce gözüken iddialarin resmen kanitlanmasi gerek ama öte yandan da Robert Lazar'in da bir fizikçi oldugu biliniyor. Bilimsel çevreler ilginçtir, susuyorlar hatta Lazar'i yalanlayan veya karsi çikan kimseye de rastlanmiyor, iki sey olabilir Ya Lazar veya Faicon öylesine saçmaliyorlar ki, yetkililerin hiçbirisi onlara cevap vermeye tenezzül dahi etmiyor, kisa casi ilgilenmiyorlar ya da Lazar veya^ Faicon dogru söylüyorlar ve konunun daha fazla karistirilmamasi için yetkililer seslerini çikartmayi, yorumsuz kalmayi tercih ediyorlar. En iyi çözüm, dünyadisi canlilarin ortaya çikmasi, o zaman tartisacak bir sey kalmayacak.. Ama onlar da resmen ortada yoklar. Bu arada akla yukarda geçen bir söz de ister istemez geliyor; dünyadisi canlilarin IQ dereceleri gerçekten 200'ün üzerindeyse, o zaman onlari anlamamiz hiç de kolay degil, hatta imkansiz gibi...

Her seyi bir yana birakip, bir an düsünelim. Eger Falcon ve Lazar dogru söylüyorlarsa ve ABD ile dünyadisi canlilar arasinda böylesine gizli tutulan bir iliski varsa, hatta ABD dünyadisi bir zekanin temsilcileriyle özel bir anlasma imzaladiysa ve bunu dünya insanlarindan sakliyorlarsa çok iyi düsünmemiz gerekiyor. Böyle bir olasilik, tüm siyasi, etnik, dinsel ve hatta ekonomik sorunlardan daha önemlidir çünkü göründügü kadariyla çok uzakta degil, kisa bir dönem içinde dünyada ciddi bir degisimin, belki bir bölünmenin ama en önemlisi insanligin bir bölümü için bir tehdidin ortaya çikmasi olasidir. Neden mi? Eger anlatilanlar gerçekse, ABD neyin karsiliginda dünyadisi canlilari saklamak ve hatta korumak için milyarlar harciyor? Bunun bedeli nedir? Fakat önemli bir soru daha var, dünyadisi canlilar bu isbirliginden ne elde ediyorlar ve neden saklanmak istiyorlar? ?htiyatli olmak isteyen çevrelere göre, eger bizlerden çok ötede bir zekaya sahipseler. korkmamiz gerekir çünkü onlarin gerçek amacini anlamamiz asla mümkün olamayacaktir, çünkü bizler onlarin yaninda resmen geri zekali sayilar biliriz...Ya öyleyse..?

0 Yorum Yapin:

Kitap yazsam alirmisiniz

Her Hakki Sacmalarima Ve Yalnizligima Aittir.... Blogger tarafından desteklenmektedir.

Gelin bi cayimizi icin

Bu Blogda Ara