Kötü insanlara

on Perşembe, Kasım 12, 2009
Kendime Mektup

Seyrettiğim bir dizideki karakterin biri, devamlı kendi evini arar ve telesekreterine kendisi için mesajlar bırakırdı. "Pul almayı unutma ve sen çok yakışıklısın", "Yarınki toplantı çok iyi geçecek kendine güven". Ne güzel birşey derdim kendi kendime. Sıkıntıların neredeyse beni boğduğu ve her zamanki gibi anlatacak paylaşacak kimse bulamadığım bir pazar günü kendime bir mektup yazmaya karar verdim. Buyrun okuyun.



Sevgili Ben,



Görüyorum seni. Yine için sıkıntı dolu, oturmuşsun orada. Yüzüne vurmuş üzüntün. Bak çaycı hatice abla bile, "kızım , sorun ne? Çok üzgünsün! dedi." Sen, "Yok birşey, uykusuzum sadece" diyerek, kadını başından savdın. Ama inanmadıki sana. İçinde, bir ne yapacağını bilememe, bir türlü çıkış yolu bulamama var. Değil mi? Ah bilmez miyim? Sen, sakin sakin otur, sabret bak, geçecek inan bana. Ne komiksin sen sabreden derviş sıkıntıdan çatlamış deme sakın, onun doğrusu sabreden derviş muradına ermiş, inan bana.



Çok iyisin sen. Hemde fazla iyisin. Üstüne üstlük bir de çok vericisin. Ama inan bana boşuna yapıyorsun bunları. Bak ne zaman insanların işi düştüğünde, yardıma ihtiyaçları olduğunda, seni aradılar. Sen de koştun hemen. Ama, seni sadece kullanıyorlardı. Peki sen aradığında, kaç kişi orada idi? Yooo susma, hadi söyle bana kaç kişi orada idi. Kocaman bir hiç değil mi? Yaa, gördün mü? Hatırlamısın bir defa ne şeytanlıklar yapmıştın. Hani, ilgi gösteriyormuş gibi davranmiş, övmüş, yükseltmiş istediğini almış, sonra da bir daha aramamıştın ya. İstediğini elde etmiştin güzelce, ama sonra vicdanın sızlamıştı nasıl böyle birşeyi yapabildin diye. Hiç vicdanını öldürmeyi düşündün mü ? Yoo ,çok zor değil yapabilirsin herhalde. Hiç olmazsa alkol ile uyutmayı denesene. Bak artık bazı tezlerini çürütmenin vakti geldi. Ne dersin sen? "Senin yaptığın iyilikler karşındaki insandan sana da yansır". Hımm. Yalan! Karşındaki insan kara delikse ya da başka bir deyişle çıkarcı bir ayı ise yansımaz. Diğer sözün ne idi? "Almak için önce ver". Ha! Ha! Ya, harbi üzgünüm ama sende biraz safmısın ne? Bir dahaki sefere almadan verme. Tamam mı? Bunu sakın unutma. Önce al sonra ver.

Arkadaşların konusunda da çok dertlisin, değil mi? Neler oldu bugüne dek? Çok sevdin değil mi? İlgini, alakanı, bütün şefkatini, elinden gelen sıcaklığı, dostluğu gösterdin. Değer verdin, kıymet bildin. Ee, ne oldu sonunda? Seni, en iyi arkadaş olarak gördüler değil mi? Sen her an herşey için hep orada oldun, ama ne yaptılar?Ancak işleri düştüklerinde ya da bunalıma girdiklerinde sana günahlarını çıkardılar.Ve bir kez daha senin ne kadar iyi bir dost olduğunu ve güvenilirliğinden dem vurdular.Ama ne zaman dolap çevirmeye başladıklarında yine o arkadaşlarını buldu.Sen bilmiyorsun. Anladın mı? Aldın mı mesajı? Senin için tekrarlayım mı?



Öyle biri ile ilgileniyorsan sevgi, ilgi, değer vermek yok. .



Peki şimdi sana gelelim. Bu lafı ilk duyduğunda ne dedin sen? "Olur mu ayıp. Ne demek onlarda insan. Böyle bir mantık olur mu? Ben karşımdakine, bana nasıl davranılmasını istersem, öyle davranırım".



Sen nerden geliyorsun güzelim? Alice harikalar diyarından mı? Yoksa Pollyana'mısın sen? Henüz ölüp, cennete de gitmedin. Aç gözlerini ve etrafına bak. Ne görüyorsun? Bak, bunu yapan bütün arkadaşlarının kul köle olan arkadaşları var mı, yok mu? Sen adam gibi muamele yaptın da ne oldu? Kiymetini bildiler mi? Sadece garanti bir can simidi oldun o kadar. Anla artık. İyiliği yok et. Kötü ol.



Vicdan dediğin gereksiz duyguyu sil. Kesin kazanacaksın. Aynı onlar gibi.Tabi ki sadece dünyada..





Sevgi ile kendimi öperim.

Ben. LeyLi !...

0 Yorum Yapin:

Kitap yazsam alirmisiniz

Her Hakki Sacmalarima Ve Yalnizligima Aittir.... Blogger tarafından desteklenmektedir.

Gelin bi cayimizi icin

Bu Blogda Ara