Enerji Toksinleri

     Bir lağımda yaşıyoruz. Bu sabah yeni bir sabun açtım ve etiketi okudum. İçerisinde adını daha önce duymadığım 8 kimyasal madde vardı. Ben duş alırken hepsi vücuduma giriyordu.
     Tıraş kremimin bunun gibi 7 malzemesi vardı ve el losyonumun 13. Bunlarda benim vücuduma giriyordu.        Diş macunumda bu tarz malzemeler görünmüyordu, ama eminim ki hiçbir doktorun bana yememi tavsiye etmeyeceği bir çok kimyasal madde vardı. Yine de, ağzımdaki hassas zarlar aracılığıyla sistemime sızıyorlardı.      Ve içerisinde 9 yabancı kimyasal madde bulunan koltukaltı deodorantım. Eğer bir kadın olsaydım sayısız kozmetik ürüne maruz kalacaktım. Göz kalemi ve ruj bunlardan sadece ikisi.
     Yüz kremleri, saç spreyi, kolonya, parfüm, şampuan ve saç kremi gibi şeyler aracılığıyla vücutlarımıza ne kadar zararlı kimyasalın girdiğini merak ediyorum. Göz korkutucu bir liste olmalıdır ve şu ana kadar henüz banyoyu bile terk etmedik.  
     Musluklardan gelen su bir başka zehirli maddeler listesi içerir. İçerisinde yıkanıyoruz, onunla yemek pişiriyoruz ve sabah kahvemizi onunla yapıyoruz.
     Kıyafetlerimizi yıkadığımız çamaşır sabunundan gelen kimyasal kalıntılar gün boyunca vücudumuzla temas eder. Aynı kalıntılara sahip çarşaflar arasında uyuruz.
     Evlerimizde ve ofislerimizde hoş kokulu olan ama havamızı yabancı maddelerle dolduran kimyasal hava tazeleyiciler ve deodorantlar var.
     Sinemalarda tuz dolu kokmuş mısırları yeriz. Kimyasal kokteylden başka bir şey olmayan “alkolsüz içecekleri” içeriz. Oldukça yüksek miktarlarda rafine şeker tüketiriz. Yiyeceklerimiz ufak bir telefon defteri kalınlığında bir boya, koruyucu madde ve böcek ilacı listesi ile yüklüdür.
     Alkol, nikotin, aspirin, antihistamin ve sayısız ilaçlar sindirmekteyiz. Arabalardan, sanayi bacalarından ve evlerimizdeki yalıtımdan pis kokulu gazları soluruz. Kısaca, günün 24 saati boyunca bir kimyasal davetsiz misafir ordusuyla karşılaşırız.
    Dediğim gibi, bir lağımda yaşıyoruz.